4 Mart 2010 Perşembe

PostHeaderIcon BİSKÜVİLİ KABAK TATLISI




Malzemeler
1 kg balkabağı
1-1,5 su bardağı şeker
1 paket petibör bisküvi
Dövülmüş ceviz ya da fındık(üzeri için)

Hazırlanışı

Kabağı soyup dilimleyin ve tepsiye aralarına şeker serperek dizin. Şeker serptiğiniz kabağın üzerine kapak örterek bir gece bekletin. Sulanan kabağa ayrıca su eklemeden tencereye alarak yumuşayana kadar pişirin. Petibör bisküviyi robotta ezin ve yine ezdiğiniz kabak ile iyice harmanlayın. Oluşturduğunuz harcı tepsinin tabanına yayın. . En üstüne ise ceviz ya da fındık ile süsleyin.

Krem şanti de bu tatlıya çok yakışıyor üzerine krem şanti ile kaplayıp ceviz veya fındık serpiştirilip de servis edilebilir.
Afiyet Olsun ...
3 Mart 2010 Çarşamba

PostHeaderIcon Portakallı Kek‏



Malzemeler
3 yumurta
1.5 su bardağı şeker
1 su bardağı portakal suyu
1 su bardağından sıvı yağ
2.5 su bardağı elenmiş un
1 paket kabartma tozu
Hazırlanışı
Önce yumurta ile şeker köpürünceye kadar çırpılır diğer malzemelerde eklenerek kek kalıbında 185 ‘de fırının kapağı açılmadan pişirilir..
Pişip pişmediğini kek e batıracağınız kürdan ile anlayabilirsiniz kürdan temiz çıkıyor ise pişmiş demek dir.
Afiyet Olsun ...
2 Mart 2010 Salı

PostHeaderIcon KAKAOLU VE VANİLYALI UN KURABİYESİ



Malzeme

3.5 – 4 su bardağı un, 250 gr tereyağı, 1.5 su bardağı pudra şekeri, 2-3 çorba kaşığı kakao, 1 paket vanilin

Yapılışı

Derin bir kabın içine 1 paket tereyağını ve 1.5 su bardağı pudra şekerini alıp iyice karıştırın. Ardından üzerine 3.5 su bardağı unu, ve vanilini ekleyip iyice yoğurun. Eğer hafif ele yapışıyor ise un ilave edebilirsiniz. Streç filme sarıp buzdolabında yaklaşık 45-60 dk dinlendirin. Hamuru ikiye bölün. İkiye böldüğünüz hamurun tekine kakao yu katıp iyice karıştırın.
Hamurlarlara ister ellinizle şekil verin isterse rolu yapıp verev seklınde kesip yağlı kağıt serili fırın tepsisine dizip önceden ısıtılmış fırında yaklaşıl 13-15 dk pişirin.
Afiyet olsun ...
1 Mart 2010 Pazartesi

PostHeaderIcon ÇİKOLATALI DÜĞME KURABİYE



Malzemeler:
- 175 gram margarin (Oda ısısında )
- Yarım su bardağı toz şeker
- Çeyrek çay kaşığı tuz
- 1,5 Su bardağı Un
- 100 gr sütlü veya bitter çikolata
- 1 paket vanilya

125 gram margarini, şekeri, tuzu, vanilyayı iyice karıştırın. Azar azar unu ilave edip, yoğurmaya devam edin. Kulak memesi kıvamında bir hamur oluşturun. Minik toplar oluşturup, yağlanmış tepsiye seyrek şekilde dizin. Önceden ısıttığınız 180 derece fırında 10 dakika pişirin. Kurabiyeleri fırından çıkarın ve her birinin ortasına baş parmağınızla bastırarak, çukurlar oluşturun. . Tekrar fırına verin ve kenarları açık kahverengi oluncaya kadar (yaklaşık 10 dakika daha) pişirin. Fırından çıkarın ve soğumaya bırakın.



Ufak bir kasede, bıçakla ufaladığınız çikolataya 50 gram margarin ekleyin. İçinde su kaynayan bir tencerenin içine oturtarak, karıştırarak eritin. (Yani benmari usuluyle.) Pütürsüz bir çikolata elde ettiğimizde, kaseyi dışarı alın ve biraz soğumasını bekleyin. Soğuyan kurabiyelerin boşluklarını hazırladığınız çikolata ile doldurun.
26 Şubat 2010 Cuma

PostHeaderIcon King'ten Takipçilerine Güzel Hediyeler



King Elektrikli Ev Aletleri 2010 yılında da hanımları mutlu etmeye devam ediyor, King Dünyası’na üye olanlar kazanıyor...

Blog üyelerine çekilişsiz, kurasız sürpriz hediyeler veriyor. Bayanların yanısıra bayların da katılabileceği bu yarışma bugüne kadar yapılan yarışmalara hiç benzemiyor. Kingdünyası.blogspot.com adresine yeni üye olacak bir kişiye çekilişsiz ve kurasız Thunderbird Otomatik Döner Fırçalı Saç Kurutma Makinesi hediye... 1600-1800W’luk ısınma gücü, iki yöne otomatik dönen şekillendirici fırçası, serin hava ayarı, 3 ısı ve 2 hız ayarı bulunan Thunderbird’a ücretsiz sahip olmak için King blog’unu ziyaret etmeyi unutmayın.

King Dünyası’na adım atar atmaz şans kapısını aralayacak olan üyeler arasına sizler de katılın.

Hemen üye olun, hediyenizi kaçırmayın!

Kazananlar http://kingdunyasi.blogspot.com adresinde açıklanacaktır...

Çok kısaca yapılması gerekenler:
1.http://kingdunyasi.blogspot.com adresinde yer alan blogumuza üye olmak.
2.Blog sayfanızda kampanyamızı duyurmak.
3.www.king.com.tr'de yer alan King Ladies Club'a üye olmak
3.Üye olduktan sonra Ad, Soyad, Adres, Yaş, Meslek, Medeni Durum ve Gsm bilgilerinizi tam olarak doldurup kingdunyasi@gmail.com adresine yollamak.
10 Şubat 2010 Çarşamba

PostHeaderIcon Sevgililer Günü İçin Ekartlar

Sevgilinizin, eşinizin, arkadaşlarınızın, sevdiklerinizin, blogcanlarınızın sevgililer gününü kendi yazdığınız özel mesajlı kartlar ile sitenizden veya mail gönderek kutlamak isterseniz.Size özel kartlar hazırlayabilirim blogcanlarım
Aşağıda örnek olması bakımından hazırladığım iki kart resimlerin büyük halini görmek için resimlere tıklayın..



4 Şubat 2010 Perşembe

PostHeaderIcon Aşk



Ya ortasındasındır AŞK'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde..

Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte 'sorunsuz' bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir.

Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır.

Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar… ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller…

Aşk… kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası…
Aşk… Elif Şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman.
3 Şubat 2010 Çarşamba

PostHeaderIcon Ajda Pekkan ı gençleştiren diyet



Dr. Ender Saraç, Ajda Pekkan'ı gençleştiren Süperstar diyetini açıkladı: "Bol bol beyaz protein, soda ve yeşil çay." Şifalı bitkiler içeren doğal tabletler var. Sentetik hiçbir şey yok Herkes yaşlanıyor, Ajda Pekkan gençleşiyor.

Peki bunun sırrı ne? İşte bu sorunun cevabını Dr. Ender Saraç verdi: Süperstar Diyeti... Saraç; Semra Özal'ın da detaylarını öğrenmek istediği diyetin "kişiye özel" olduğunu açıkladı. "Diğer diyetlerden farklı. Öyle 'iki ceviz, bir elma' değil komple bir sistem" diyen Saraç, "Bu bir paket programdır. Egzersizler, masajlar, bitkisel gıda destekleri, şifalı bitkiler içeren doğal tabletler, vitaminler, bitki ve baharat çayları karışımı... Tamamen doğal. Sentetik ve kimyasal hiçbir şey yok" diye konuştu. Dr.Ender Saraç, "Süperstar Diyeti"nin temelinde bol miktarda yağsız beyaz protein (et), maden suyu ve yeşil çay olduğunu anlattı. Ajda Pekkan'ın herkesi imrendiren görüntüsüne ulaşmak için 2.5 yıldır azimle çalıştığını söyleyen Saraç, "Dikkat ederseniz, son 2 yılda fiziği ve doğal güzelliği ön plana çıktı. Aslında çok kilo vermedi. Ama vücudunu şekillendirdi, daha çok yağ yakıp kaliteli dokuları korudu ve artırdı. Özellikle göbek ve bel civarındaki yağları azalttı" dedi.

BACAKLAR SİSTEM ESERİ
Saraç şöyle devam etti: "Ajda Pekkan'ın uyguladığı programda temel özellik beden yaşını gençleştirmektir. Son konserlerinde merak konusu olan bacakları, bu sistemin eseri. Bacaklarında hiçbir cerrahi ya da kimyasal müdahale yok. Bu görüntü; doğru, doğal beslenme ve doğru takviyeler kullanmanın sonucu."

BİR MODEL
"Kadınlarda Ajda Pekkan modelse, erkeklerde de Ender Saraç bir modeldir" diyen ünlü Ayurveda uzmanı, kendisinin de aynı yöntemi uyguladığını söyledi ve ekledi: "Ajda Hanım sağlıklı yaşam ve kaliteli yıllanmak için bunları yapıyor. Kendisiyle günde 20 kere telefonlaşmıyoruz. Çünkü temel doğruları öğrendi. Ben de bu yöntemi uyguluyorum. 50 yaşındayım ve erkeklerde olumlu bir örnek oluşturmaya gayret ediyorum."

MANEVİYATSIZ OLMAZ
Dr. Ender Saraç; güzel ve fit görünmenin ruhani bir gelişim süreciyle tamamlandığını da söyleyerek, "Maneviyatı olmayan güzellik hiçtir. Psikolojik açıdan değişim ve bilgeleşme süreci de var. Ajda Hanım bunu çok güzel uyguluyor. Manevi olarak kendini çok geliştirmiş bir insan. Son zamanlarda daha sosyal, aktif, daha güler yüzlü. Zaten böyle olmasa 40 yıl Süperstar olarak kalamazdı" dedi. Saraç, Ajda Pekkan'la birlikte bir açıklama yaparak, "her kesimine uygun, ince, sağlıklı ve genç kalma yolları"nı anlatacaklarını da söyledi.

Semra Özal diyetle 17 kilo verdi
AJDA Pekkan'ın nasıl bu kadar fit göründüğünü merak eden Semra Özal'ın da hastalarından biri olduğunu belirten Saraç, "Yıllardır benim kontrolümde. Ona uyguladığımız sistemle 1.5 yılda 17 kilo verdi ve geri almadı. Fazla kiloyu ve birçok ilacı attı" diye konuştu.

Pekmez, ılık su ve limon karışımı
AJDA Pekkan, geçtiğimiz yaz, Ender Saraç'ın 'Sağlıklı Günler' adlı programına katılmış ve formda kalmasının sırrını şöyle açıklamıştı: "Tatlıyı çok severim. Canım tatlı çekince bitter çikolata yerim. Her sabah bir bardak süt, yulaf ezmesi, tarçın ve bal yerim. Öğlen yeşil çay içerim. Bir de ılık su, yarım çorba kaşığı pekmez ve limon sıkarak hazırladığım karışımı içiyorum."
2 Şubat 2010 Salı

PostHeaderIcon Yorulan bir beyin çeşitli tehlikelere işarettir



Yorulan bir beyin çeşitli tehlikelere işarettir. Doç. Dr. Serdar Dağ sizler için yorulan beyne karşı en iyi formüller neler, tatilde dinlenir mi, en iyi beyin dinlenmesi hangi müzikle olur bütün soruları yanıtladı. Soru: Yorulan beyni dinlendirmenin en iyi formülü nedir? Yanıt: Dünyanın geldiği bugünkü konum çalışma koşullarını çok değiştirmiştir. Geçen yüzyıllarda, bedeni daha fazla kullanarak çalışma ön plandayken, günümüzün çalışma koşullarından dolayı,beynimizi daha fazla yormakta ve yıpratmaktayız. Özellikle metropolitan şehirlerde, bedenimizi kullanmaz hale geldik. Arabayla işe gidip gelme, trafik, hava kirliliği, düzensiz beslenme, iş stresi…vs, hareketsiz bedenimize eklenince beynimiz daha kolay yorulmakta veyıpranmaktadır. Kural olarak herhangi bir ortamdan zarar görüyorsak öncelikle o ortamdan uzaklaşmak gerekir. Yorulan beynimizin de daha fazla yıpranmasını önlemek ve dinlendirmek için, en iyi formül, zaman zaman iş ortamından uzaklaşmak yani tatile çıkmaktır .Tatil süresince spor yapmak, mümkün olduğunca açık havada bulunmak ve iş ortamını düşünmemek, varsa hobilerle ilgilenmek daha zinde olmamızı sağlar.

Soru: Beyin tatilde dinlenir mi?

Yanıt: Beyin ancak amaca uygun tatil yapılırsa dinlenir. Bazen tatil süresince ertelenen işler yapılmaya çalışılır. Bu durum, sadece bir işten diğerine beynimizi yönlendirmek ve beyni daha fazla yormaktır. Bilgisayarda biriken mailleri hafıza dolduğu zaman nasıl temizlemek zorundaysak, tatili sadece iş ortamından uzaklaşmak olarak algılamayıp, bu süreyi beynimizi işgal eden olumsuz düşünceleri, iş takıntılarını temizleyecek şekilde değerlendirmeliyiz.

Soru: Yaz tatillerinde işlerden kurtulup, deniz ve güneş beynin dinlenmesi için iyi bir yöntem mi?

Yanıt: İnsanın ruh yapısı mevsimlerle yakından ilgilidir. Güneşli havalarda insana mutluluk ve heyecan veren maddeler daha fazla salgılanır. Yoğun ve stresli iş temposundan sonra çıkılan tatil de güneşle denizin bir arada olması,beynin dinlenmesi için bulunmaz bir fırsattır. Yüzmek, insan bedenine çok faydalı bir spordur. Bunun yanında deniz suyu özellikle güneş ışınlarıyla birleşince bir çok hastalığa karşı koruyucu etki gösterdiği gibi bazı hastalıkların tedavisine de yardımcı olur. Örneğin deniz suyunun sinüzitli hastaları burun akıntısı yaparak rahatlattığı herkes tarafından bilinir.

Deniz ve güneş ikilisi sayesinde salgılanan hormonlar, insana huzur verir, seks dürtüsünü arttırır, duygusal heyecanı doruk noktasına çıkarır. Böyle bir ortamda zaten, iş akla gelmez ve böylece beynimiz, olumsuz düşüncelerden temizlenir.

Soru: Bütün yıl yoğun çalışan,iş dünyasının içindeki insanlara nasıl bir tatil öneririz?

Yanıt: İş dünyasının yoğun temposuna kendini kaptırarak yıl boyu çalışan insanlarda, beynin kapasitesinin üzerinde zorlanmasına bağlı olarak yorulmasının yanında aynı zamanda yıpranır. Bazen bu durum depresif ruh hali, uykusuzluk, isteksizlik, panik atak, aşırı sinirlilik ve her şeyi kafaya takma gibi hastalık belirtilerine sebep olur. İyi bir tatil beyni dinlendirdiği gibi bozulan ruh hali de düzeltir.

Soru: İnsan beynini basit yöntemlerle daha verimli çalıştırmanın ve bir konuya maksimum odaklanmanın yolları var mıdır?

Yanıt: Beynin öğrenme kapasitesi sınırsızdır. Bu kadar zorlanması karşın, beynin henüz çok az bir kısmını kullanabilmekteyiz. Beyni verimli kullanmak için kullanabildiğimiz sınırlı kapasiteyi lüzumsuz işgal etmememiz gerekir. Düzenli ve doğru beslenme, spor yapma, stresten uzak durma, konsantre olunan iş yapılırken belli aralıklarla dinlenme, bol bol kitap okuma ile beyin daha verimli çalışır.

Soru: Vücut geliştirmek için yapılan egzersiz ve sporlar beynin dinlenmesine yardımcı mıdır?

Yanıt: Spor yapmak bedenimiz için şarttır. Spor beyni dinlendirir, kan akımını arttırır,beynin beslenmesini düzenler. Fakat ağır spor yapmak doğru değildir. Vücudumuz için en kolay yapılabilecek spor düzenli ve tempolu yürümektir. Vücut geliştirmek için yapılan ağır tempolu sporların beyin açısından bazen zararları olur.Fazla efor sarf etmek ve vücuda ağırlıklarla zorlamak kan basıncı aşırı arttırabilir. Buda beyin kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca vücut geliştirmek için alınan bazı ilaçların ve hormonların,beyin ve sinir sistemine olumsuz etkileri vardır.

Soru: Beyni dinlendirmek için en iyi müzik mutlaka klasik mi,rock yada pop dinleyerek beyin ekstramı yorulur?

Yanıt: Müzik ruhun gıdasıdır. Müzik ezgileri beyinde salgıladığı maddeler sayesinde ruh yapısını değiştirir. Hiç bir meyhanede oyun havası dinlenmez, çünkü meyhane genelde dert ve kederli insanların içmeye gittiği yerdir. Son yıllarda bazı müzik makamlarının bazı ruh hastalıklarını tedavi ettiği, depresyonu ve panik atağı iyileştirdiği yönde ciddi yurtdışı kurumlarında çalışmalar vardır.

Özellikle klasik batı müziği ve klasik Türk müziğinin bazı makamları kadınca.net beyni dinlendirir,konsantrasyonu arttırır, bilgi detoksu yapar Rock ve pop gibi müzikler genellikle yüksek sesle dinlenen tempolu müziklerdir. Coşkuya sebep olurlar ve daha çok yorarlar.

Soru: Kitap okumak, satranç oynamak,bulmaca çözmek gibi klasik tavsiyeler dışında beyin üzerinde etkili öneriler var mıdır?

Yanıt: Tabi klasik tavsiyeleri yapmak masrafsız ve kolaydır. Beyni geliştirmek için yapılabileceklerin yaşı ve sınırı yoktur.Beyni geliştiren en önemli olaylardan birisi okuduğunu uygulamaktır yani deney yapmak ve gezmektir.Özellikle çocuk çağında yetenek testi yaptırılmalı ve yeteneğe göre mutlaka eğitim aldırılması ve bu eğitimin okul derslerine paralel götürülmesi ileride zekanın maksimum kullanılmasını sağladığı gibi beynin yıpranmasını geciktirir. Zaman zaman mutlaka besinsel ve zihinsel detoks yapılmalıdır.

Türk insanı genellikle sağlık sorunu yaşamadan kontrol için doktora gitmez; Belli yaştan sonra düzenli doktor kontrolü beyni etkileyebilecek Hipertansiyon, şeker, damar sertliği, yüksek kolesterol gibi haslıkların erken tanısını ve tedavisini sağlar.

Soru: İş dünyasında çok yoğun çalışan üst düzey yöneticilerin kuzey kutbuna giderek bembeyaz ortamda birkaç saat dinlenerek beyinlerini dinlendirdiklerini duydum, bu gerçekten etkili bir yöntem mi?

Yanıt: Bu detoks tatili etkili fakat masraflı bir yöntemdir.Beyin gelişmiş bir bilgisayardır gözün gördüğü nesneleri beyin şekillendirir ve yorumlar bedenin tepkisini buna göre ayarlar. Bu bir efordur. Yani insan oturup çevreye bakarakta yorulur.Uyanıklık budur.Fakat bembeyaz uçsuz bucaksız kutup ortamlarında görülecek bir şey olmadığı için beyin dinlenir. Kutba gitmek zaten bir tatil programıdır.


Soru: İki yıldır sınavlara hazırlanan çocuklar sınav bitiminden hemen sonra sizce defteri kitabı birkaç ay kapatmalı mı?


Yanıt: Dünya nüfusunun hızla çoğalması kısıtlı kontenjanı olan okullara talebin artmasına neden olmuştur.Ülkemizde öğrenciler ne yazık ki programlanmamış robot gibi aşırı çalışarak sınavlara hazırlanmaktadırlar.İlerde seçilecek meslek gruplarına karşı yeteneği olup olmaması göz ardı edilmektedir.Sınava hazırlanan öğrenciler zaman azlığından dolayı beyni dinlendirilecek ve rahatlatacak,spor,müzik…gibi sosyal faaliyetlerden yoksun kalmaktadırlar.Sınavı bitmesi yoğun çalışma temposundan çıkan öğrenciler için büyük rahatlıktır.Sınav sonrasında ders kitapları mutlaka birkaç ay kapatılmalıdır.

İnsan beyni özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde daha çabuk öğrenir.Derse ara verilen dönemde okunan romanlar, hobilere uygun yapılan işler spor yapmak,mümkünse tatile çıkmak beyni dinlendirdiği gibi gelişimine de yardımcı olur.Aslında matematik, Türkçe, fen bilgisi… gibi derslere önem vermek beynin sadece sol tarafını geliştirir. Beynin sağ tarafını ise spor, kitap okuma, tiyatro…gibi sosyal faaliyetler geliştirir.

Geçmiş yüzyıldaki dahilere bakıldığı zaman bu kişilerin bilerek veya bilmeyerek beyinlerinin her iki taraflarını geliştirdiklerini görürüz. Sadece beynin sol tarafını geliştirmek,beynin olaylar karşısında düşünme kabiliyetini azaltır, ezberci yapar. Bu yüzden sınavlara hazırlanırken ana dersleri aksatmayacak şekilde sosyal faaliyetlerde bulunmak sınav başarısını olumlu etkilediği gibi, sınav sonucunda oluşan beyin yorgunluğunu ve tahribatını en aza indirir.

Tatilde beyin nasıl dinlendirilir?

1. Tatil de iş ile olan irtibat mümkün olduğunca kesilmelidir.

2. Tatil zamanlarının bahar ve yaz aylarında olması beyni, mevsimleri etkisi ile yükselen hormonlardan dolayı olumlu etkiler.

3. Eğer kış tatili tercih ediliyorsa en iyi dinlenme yolu dag sporlarıdır. Beyaz kar ortamı beyni stresten arındırır.

4. Tatil boyunca mutlaka yürüme, yüzme…kadınca.netgibi sporlar yapılmalıdır. Çünkü bedensel aktiviteler beynin dinlenmesini saglar.

5. Beslenmeye dikkat etmeli tüm yenilmek istenen yiyecekleri tatil süresince yemeye çalışılmamalı. Ağır hayvansal gıdalar yerine bitkisel sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek gerekir. Tatil de sıkca yenen ızgaranın tek öğünde yenilmesi gerekir. Alkol tüketiminin sınırlı olması gerekir.

6. Bu kısa süre içinde rahat ortamın ve hormonlarında etkisi ile olan aşklarda kaçınmak gerekir. Çünkü aşk beyni yorar ve takıntıya sebep olabilir.

kadinca/ Doç. Dr. Serdar Dağ
1 Şubat 2010 Pazartesi

PostHeaderIcon Karanlık korkusunu yenmek



Aileler bıkmadan usanmadan tehlike yaşatabileceğini düşündükleri pek çok şeyi sürekli olarak anlatırlar. Örneğin karanlığı, öcüyü, iğneciyi, doktor, hemşireyi, canavarı bu korkutucu şeyler listesine eklerler. Bu defa da çocuk doktora veya hastaneye gideceği zaman aileler oldukça zorlanırlar. Örneğin korkutulan meslekler listesinden diş doktorluğu da nasibini almıştır. Çocuğun karanlıktan korkması endişesiyle yatak odasında ışık yakılır. Bu da yetmez anne gece kalkar çocuk korkuyor mu diye defalarca kontrol eder. Çocuğun aklına ışık söndüğünde korkulur fikrini sokar. Bazı ailelerde anne psikologun çocuğunuzun odasında ışık yakmayın demesine tepki gösterir, “Olmaz, onun odası karanlık olursa ben rahat edemem, uyuyamam.” der Sonra da itiraf eder bu korku çocuk korkacak korkusu değil de annenin bir endişesidir. Bu anne daha önce bir çocuğunu bebekken kaybetmiştir, bu çocuğunu da kaybetme korkusu o kadar yoğundur ki her gece yatağından kalkıp çocuk nefes alıyor mu diye kontrol eder. “Ben kalktığımda onun yaşayıp yaşamadığını karanlık odada nasıl anlayabilirim ki? Benden çocuğun odasındaki ışığı söndürmemi lütfen istemeyin” demiştir. Böyle durumlarda annenin kendi yaşamından getirdiği bu korku süreç içinde çocuğa bulaşır, geçer. Çocuk da annesi üzülmesin, endişelenmesin, huzursuz olmasın diye odasında ışık ister. Anne de “Çocuk istiyor, ışık olmadan kesinlikle uyumuyor” der ve bunun arkasına sığınır. Burada olduğu gibi aileler, pek çok korkuyu çocuğun hayatına sokarlar.

Çocuğu odasında bazen de bir gece lambası yanık bırakılır. Ya da koridorun veya tuvaletin ışığının yanık kalmasına dikkat edilir. Sadece bununla da kalınmaz. Çocuğun odasına dışarıdan sokak lambası veya reklam panolarının ışıkları geliyorsa anne çok rahatlar ve perdeyi açık bırakır ki bu ışık odanın içine dolsun. Oda gündüz gibi aydınlansın ister. Bu defa aydınlanmış böyle bir odada uykuya dalmak çok zor olacağı için çocuk bir türlü uykuya dalamaz.

Bir başka durumda çocuk zorlukla uykuya dalarken hoş, ışıklı bir ortamda olduğu için bu ortamda nesnelerin gölgeleri olduklarından büyük göründüğü için çocuklar bunları korku nesnelerine benzetebilirler. Örneğin cadılara, korkunç yaratıklara, canavarlara benzetir daha fazla korkarlar. Beyin flu görünen nesneyi hemen yapılandırır. Bu otomatik olan beynin bir işlevidir. Çoğunlukla korkutucu nesnelere benzetme yapılır. Çocuk karanlık ortamdayken nesne ile ilgili bir benzetme yapmak zorunda kalmaz. Tamamen aydınlık ortamda da böyle bir benzetme durumu ortaya çıkmaz. Bir de ailelerin 6-7 yaştan sonra çocuklarını geç saatlerde yatırmasından dolayı çocuklar TV de onlar için uygun olmayan filmler, olaylar izlerse o gece uyumaları zorlaşır. Hatta korku filmi izledilerse bazen 1-2 ay gibi uzun bir süre bile odalarında kendi başlarına uyuyamazlar.

Hep kalkıp anne babalarının yanına giderek “Korkuyorum odamda canavar var, cadı var” diyerek korkularını dile getirmektedirler. Hatta anne bu durumda çocuğunu yatırsa bile çocuk gece tekrar kalkıp gelebilmektedir. Bu durumda çocuk “Odam karanlık ondan korkuyorum” demekte, hatta gündüz karanlık olan bir başka odaya gitmekte de korktuğunu ifade etmektedir. Bazı durumlarda böyle bir korku filmi seyredildikten sonra çocukların yalnız diğer odaya geçemediklerini hatta tuvalete bile gidemediklerini biliriz. Bu durumda anneye daha fazla bağlanırlar, yapışırlar. Anne yanlarında olmadan hiçbir şey yapamaz, hiçbir yere gidemez hale gelirler.

Bütün bunların en başı çocukların kendi odaları olması, kendi yatakları olmasının en erken yaşta uygulanmasıdır. Yapılması gereken ya doğduğunda kendi odasının olmasına dikkat etmek ya da 2 yaşından itibaren çocuğu ailenin yatak odasından çıkartmaktır. Bu konuda aile zorlanıyorsa mutlaka, vakit geçirilmeden bir psikologdan destek alınmalıdır.

Bu duruma gözümüzden kaçmaması gereken en önemli şey çocukların yaşlarına göre bir uyku saatleri olmasıdır. Bu saati aile belirlemelidir. Bu saat sabit olmalıdır, hiç değişmemelidir. Örneğin 2-6 yaş için uyku saati 8-9.30 arasında ailen yaşantısına en uygun saat olmalıdır. 7-12 yaş arasında ise yine 8-9.30 arasında olmalıdır. Bu saat 12-14 arasında 10-10.30 olmalıdır. 15-18 yaş arasında ise gencin yatma saati 11 olmalı ama kesinlikle 11’i altına inmemelidir. Yatma saati konusu çocukla açık ve net bir şekilde konuşulmalıdır. Çocuk sat kaçta yatması gerektiğini bilmelidir. Bu düzen çocuğu ve aileyi oldukça rahatlatacaktır. Özellikle ışık konusuna geldiğimizde çocuk yatana kadar bir ışık veya başucu lambası olabilir. Çocuk kitap okumak isteyebilir veya yaşı küçükse kitapların resimlerine bakmak isteyebilir. Yatma saati geldiğinde odasındaki tüm ışıklar söndürülmelidir.

Dışarıdan odasına gelen ışık konusunda önlem alınmalıdır. Ya odası değiştirilmeli ya da fon kartonu veya kalın perde, güneşlik, panjur gibi bir engelleyici ile ışık kesinlikle ortadan kaldırılmalı, kesilmelidir. Çocuğun odasını kapısı camlı ise bu camlar mümkünse ışığı geçirmeyecek şekilde engellenmelidir. Koridorun veya tuvaletin ışığı bırakılmamalıdır. Eğer çocuk tuvalet ihtiyacı için kalktı ise ya kendisi ışığı yakar ya annesine seslenir ya da bir süre sonra gece yarısı kalkmamaya başlar. Gece yarısı tuvalete mutlaka gidilmesi gerekmez.

Çocuklar tuvaletlerini tutabilmeyi çok kolay öğrenirler. Karanlık korkuları bazen de aileye mesaj vermek için bir yardım isteme yolu olabilir. Böyle durumlarda aile çocuğun bir sıkıntısı, sorunu olduğunu anlar. Aile çocuğun neden rahatsız olduğunu bulmalı ve rahatsızlık veren şeyi ortadan kaldırmalıdır. Bu aşamada psikolog onlara yardımcı olacaktır. Karanlık korkusu birde çocuğun kardeşi olup ta onun yaptığını, odasını kardeşine verildiğinde veya yaramazlık yaparsan ben hastalanırım, ölürüm gibi korkutmalardan sonra ortaya çıkabilir. Birde çocuğun yanında o anlamaz, aklı ermez diye düşünüp onun yanında ailenin onun kafasını karıştıracak konuları konuşmak, tartışmak, kavga etmek, ses tonlarının yükselmesi, şiddet olaylarının yaşanmasına sebep olabilir. Karanlıkta tacize uğramak, karanlıkta korkulacak bir durumla karşı karşıya kalmak karanlık korkusunu getirebilir. Böyle durumlarda karanlık korkusunun nedeni bir psikolog tarafından bulunmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Korkan çocuklar bazen olmayan arkadaşlarda edinebilirler Bu durumdan korkmayın, onlara kızmayın.

Onlar korkularını yatıştırabilmek için bu tür arkadaşlar geliştirebilirler. Onların sorunları kaygı ve endişeleri geçtiğinde bu olmayan arkadaşlarda hemen ortadan kaybolurlar. Olmayan arkadaşlarına siz de katılabilir, birlikte oyun oynayabilirsiniz. Bu konuyu psikologa anlatmak doğru olacaktır. Çocuğunuzu diğer kişiler yanlış anlayabilir ve üzebilirler. Karanlık ve tüm korkuların tedavisi vardır. Bu konuda yapılması gereken gecikmeden bir psikologdan yardım istemektir.

kadinca/Uzman Psikolog Alanur Özalp
31 Ocak 2010 Pazar

PostHeaderIcon İş hayatında diyet



Kadınların, hayatlarında birçok sorumluluk taşıması ve bu sorumlulukları dengede tutması takdire değer bir durumdur. Özellikle başarılı iş kadını sıfatını taşımak için ruhen, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı, ayrıca dengeli olmak gerekir. Vücut, zihin ve ruh sağlığı birer inci tanesi olacaksa, ortaya çıkaracakları harika inci kolye de başarı ve beraberinde getirdiği mutluluk ile beslenen bir anne, eş, iş kadını olacaktır. Ancak hayata, "beslenme hayatın temelidir" penceresinden baktığımızda, iş dünyasındaki performansın artmasının beslenme alışkanlıklarıyla ilintili olduğunu unutmamak lazım. Bu yüzden gün içerisinde sağlıklı beslenmeyle birlikte kaliteli oksijen kullanımını su tüketimiyle dengelemek gerekiyor. Sabah 5'ten itibaren metabolizma çalışmaya ve enerji yıkımı artmaya başlıyor. Dolayısıyla sabah kalktığımızda hipoglisemi ile uyanmanız kaçınılmaz. Bu durumda mutlaka öncelikle kan şekerinizi dengelemelisiniz. Nasıl ki işinize konsantre olup çalışıyor, projeler üzerinde yoğunlaşmanız gerekebiliyorsa, hücrelerin de her gün her saniye çalıştığını ve yapması gereken işi en iyi şekilde gerçekleştirme çabası içinde olduğunu unutmamalısınız.
İş performansını hücresel boyutta zirveye çıkartmak için sık aralıklarla onu beslemeli ve mutlu etmelisiniz. Sık olmamak kaydıyla, küçük ve kaliteli molalar vererek kendinizi şımartmalısınız. Örneğin pazartesi hafta başı olduğu için; öğleden sonra light bir dondurma ya da sütlü tatlı ile haftaya merhaba diyebilir; Salı ile çarşamba aralarda kuru meyvelerle devam edebilir; perşembe ile Cuma günleri de sabahları yağlı tohumlarla güne başlayabilirsiniz.
Unutmayın ki, sizin iş dünyasında zirveye ulaşma ve orada kalabilme çabanız gibi hücrelerin de zirvede kalabilme çabaları vardır ve bu durumda size ihtiyaçları vardır çünkü sadece sağlıklı beslenme yöntemleriyle ayakta kalmayı başarabilirsiniz. Beslenme bir disiplindir, aynen iş gibi.. İş kadınlarının başarıya ulaşmak için uyguladıkları stratejiler gibi beslenme davranış stratejileri de vücudu daha sağlıklı olmaya götürür.http://www.kadinca.net
İŞ HAYATINA ÖZEL DİYET LİSTESİ
Kalktığınızda
2 bardak su ve yarım çay bardağı kadar kuru dut, kuru kayısı, badem, ceviz
Kahvaltı
Tost, süt ile müsli ya da meyveli light yoğurt yanında badem
Ara Öğün
1 porsiyon meyve, 1 lifli bisküvi ya da kuru meyve
Öğle
Protein ağırlıklı besinler tercih edilmeli... 1 porsiyon balık, ton balığı, tavuk, hindi eti ya da bonfile ile birlikte posa karışımları (Sebze çorbası, salata, sebze tabağı, sebze suyu ya da meyve suyu)
Not: Öğlene kadar mutlaka 1 litre su tüketmeli.
Ara Öğün
Yoğurt, ayran ya da süt tüketilmeli. Bunlar dışında kuru meyve, taze meyve ya da çavdar ekmeğine peynirli sandviç Not: Akşam yemeğine kadar ortalama 1,5 litre su tüketilmeli.
Akşam
Akşam yemeği çok geç saatlerde yenecekse, sindirimi kolay, mide çıkış hızı yüksek olan besin çeşitlerinin seçilmesi gerekiyor. Örneğin çorba, hafif pişirilmiş gaz yapmayacak sebzeler, Akdeniz yeşillikleri, kefir gibi besinler tercih edilebilir. Bazen beyaz et (az yağlı balık türleri, ton balığı) tercih edilerek yanında Akdeniz yeşillikleri tüketilebilir.
Ara Öğün
Akşam yemekleri saat 21:00'e kadar yenmiş oluyorsa 22:00 - 22:30 gibi 1 porsiyon meyve ya da bir avuç dolusu kuru meyve

Beslenme ve Diyet Uzmanı Aylin Yılmaz
30 Ocak 2010 Cumartesi

PostHeaderIcon Kayıp Gül



Kategori:Roman / Edebiyat

Bütün Dünya Bir Türk Romanını Konuşuyor

Genç Türk Romancı Serdar Özkan ın ilk romanı Kayıp Gül bugüne kadar 29 dile çevrildi, 40 tan fazla ülkede basıldı. Kanada dan Japonya ya, Brezilya dan Endonezya ya, dünyanın dört bir yanında okurların büyük ilgi ve beğenisini kazanan Kayıp Gül, birçok ülkede haftalarca bestseller listelerinde yer aldı.

Tüm zamanların en çok okunan ve sevilen kitaplarından St. Exupéry nin Küçük Prens i, Richard Bach ın Martı sı, Hesse nin Siddarta sı ve Paulo Coelho nun Simyacı sına denk tutulan Kayıp Gül, özgün bir kendini keşfetme romanı.

Değişik kültür ve felsefeleri günümüzün modern yaşantısıyla iç içe sunan Kayıp Gül, Doğu yla Batı arasında bir köprü eser niteliğinde. Sanki bu yönüyle, hem tarihsel hem de coğrafi anlamda Doğu ile Batı arasında bir köprü olan kültürümüzün çağdaş edebiyata akseden bir yansıması.

Kayıp Gül ün kahramanı Diana nın peşine takılan okur, başta Türk kültürüne olmak üzere, Yunan mitolojisinden Yunus Emre ye; William Blake ten Sokrates e; doğu mistisizminden Küçük Prens e; Meryem Ana dan Nasrettin Hoca ya; modern yaşantıdan metafiziğe; gerçek dünyadan düşlerin dünyasına ve San Francisco dan İstanbul a uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Eserlerinde doğu ve batı motiflerine eşit derecede yer veren Serdar Özkan bir röportaj sırasında kendisine yöneltilen, Siz, batı hakkında yazan doğulu bir yazar mısınız, yoksa doğu hakkında yazan batılı bir yazar mısınız? sorusuna Ben bir insanım diye cevap verecek kadar insanın evrenselliğini ve birleştiğimiz noktaları ön plana çıkaran bir yazar.

Kayıp Gül, evrensel mesajları ve kültürleri buluşturan, Doğuyla-Batıyı birleştiren yönüyle, özellikle kültür çatışmalarının giderek arttığı dünyamızda ümit veren bir eser. Kanada televizyonunda, Kayıp Gül ün hayatında okuduğu en güzel öykülerden biri olduğunu belirten kitap eleştirmeni Christine Michaud, Kayıp Gül ün bu yönüne özellikle dikkat çekiyor. Kayıp Gül için Bu kitabın bizi birleştirmeye gücü var, diyen Michaud, kitaptaki öykünün her

insana hitap ettiğini söylüyor.

Serdar Özkan romanlarında, farklılıklarımızdan çok ortak yönlerimize vurgu yapıyor. Yazar, degişik kültürlerden gelen insanların farklılıklarını kabul etmekle birlikte, yine de insan olarak benzerliklerimizin daha önemli olduğunu savunuyor. Üniversite eğitimi için gittiği Amerika da dört sene yaşayan Özkan, bu düşüncelerinin orada, tamamen farklı bir kültürde yaşarken şekillendiğini söylüyor. Zaten Kayıp Gül de ikiz kız kardeşini aramak üzere

İstanbul a gelen Amerikalı Diana nın öyküsünü anlatıyor.

Kayıp Gül aynı zamanda, başkalarının beğenisini ve takdirini kazanmak uğruna düşlerinden ve kendinden ödün veren genç bir kızın öyküsü. Başkaları benim hakkımda ne düşünür? kaygısıyla hayallerini ve kendi olmayı terk eden ve bu yüzden sonunda dibe vuran Diana nın kendini geri kazanma savaşının öyküsü. Bu savaşında ona St.Exupéry nin Küçük Prens i, Küçük Prens in gülü ve İstanbul un gülleri eşlik ediyor.



KAYIP GÜL HAKKINDA DÜNYA BASININDAN:

Türklerin Küçük Prens i tüm dünyayı büyülüyor. Helsinki Sanomat - FİNLANDİYA

Muhteşem bir öykü. Bu romanın yaptığı muhteşem. Denilebilir ki, bu romanın bizi birleştirmeye gücü var. TVA Televizyonu - KANADA

Büyük bir global başarı. Simyacı, Küçük Prens ve Martı yı sevenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap. Air Beletrina - SLOVENYA

Gerçek mutluluğu aramak üzerine ilham verici harikulade bir öykü. Magazin 2000plus - ALMANYA

Masalsı bir çıkış. Boek - HOLLANDA

Kayıp Gül Doğu ile Batı arasında bir köprü. Vijesti - SIRBİSTAN ve KARADAĞ

Serdar Özkan çağdaş Türk Edebiyatının en önemli temsilcilerinden. Moleskine City - İTALYA

Kayıp Gül hayatımda okuduğum en güzel öykülerden biri. Kitabı bitirdiğiniz zaman, kendinizi bir hediye almış gibi hissediyorsunuz. Ben öyle hissettim.

Christine Michaud, TVA Televizyonu - KANADA

Çağdas bir fabl, derin ve bilgece - St. Exupéry nin başyapıtı Küçük Prens in tadında. DPA - ALMANYA

Bu kitaba bayıldım, çok sevdim. Yazarının insan doğasına dair gözlem ve tespitleri mükemmel. Gino Chouinard, Salut Bonjour Weekend - KANADA

Simyacı, Küçük Prens gibi kitapları seviyorsanız, çok hoşunuza gidecek. Time Out

KAYIP GÜL HAKKINDA TÜRKİYE DEN:

"Serdar Özkan genç ve yetenekli bir romancı, onun adını önümüzdeki yıllarda sık sık duyacağınıza sizi temin edebilirim." İskender Pala – 27.11.2003

"Çok başarılı, masalsı bir roman." Prof. Talât Sait Halman - Bilkent Üni. Edebiyat Fakültesi Dekanı

"Adına hikmet denen altın cevherine ve geleneğin epik değerlerine bir yer açılması ne kadar sıra dışı... Sıra dışı olduğu için şaşırtıcı, heyecan verici, sevindirici... Rehberi hikmet olan Kayıp Gül deki arayışçı, bizi bir kez ardına taktığında, hem eğitici hem haz verici bir serüvenin ortağı konumuna ulaşıp zengin kavramlar elde ediyoruz." Ayşe Şasa – Yazar

PostHeaderIcon Mutfağa sinen yemek kokuları nasıl çıkarılır?

PostHeaderIcon Duygusal olarak beslenemeyen çocuk şişmanlıyor



Amerikan Diyetisyenler Birliği dergisinde yayınlanan bir çalışma “Ailelerin hangi tutumları çocuklarının beslenme programlarında başarılı ya da başarısız olmasına sebep oluyor?” sorusuna yanıt veriyor: Duygusal olarak beslenemeyen çocuk şişmanlıyor! “Ailenin önemli görevlerinden biri ‘yakın ilişki kurmak ve çocuklarını duygusal olarak beslemektir’. Ailenin çocuklarıyla uyumlu ve yakın ilişkide olması ve çocuklarını duygusal olarak beslemesi (yakın olma, koruyucu olma, sıcak olma), ergenlerin kiloyla bağlantılı sağlık durumlarıyla ilişkilidir. Aileyi daha işlevsel hale getiren bu tutumların, geleneksel kilo verme programlarına dahil edilmesiyle, ergenler bazı kazançlar elde ediyorPeki bu kazançlar neler? Aile bireylerinin birbirlerine karşı kendilerini sorumlu hissetme halidir. Bu sorumluluğun anlamı, anne-babaların çocuklarının ne yaptıklarını sorgulaması değil, onları dinlemesi, neler yaşadığını anlamaya çalışması ve birlikte çözüm aramasıdır. Aynı şekilde, çocukların da anne-babalarına karşı açık olmasıdır.

DUYGUSAL BESLENME
Aile bireyleri arasında duygusal bağ ve yakınlık olarak tanımlanır. Fazla kilolu olan kız ergenlerde duygusal beslenmenin daha düşük seviyede olduğu bulunmuştur. Ergenlerin kilo vermesinde etkili olan diğer faktörler, aile yeterliliğini gösteren duygusal besleme, birlik, çelişkileri çözümleme ve ortak karar vermedir.
Aile değişkenlerinin, kilo verme programlarında ne kadar önemli bir role sahip olduğu çalışmalarda vurgulansa da, bu unsur pratikte çok az kullanılır.

AİLELER BESLENME İLE İLGİLİ ÇOCUKLARIYLA NASIL İLETİŞİM KURABİLİR?

Anne - baba olarak çocuklarınızla iletişim kurmak bazen çok güç olabiliyor. Çocuklarınızla aynı görüşte olmadığınız durumlarda, ortak bir çözüm yolu bulmanız gerekebiliyor. Bunun için izleyeceğiniz birçok yöntem var.
1- Çocukları olumlu olarak etkilemek için bazı kurallara yürekten inanıp, yaşam tarzınız haline getirmeniz gerekir.http://www.kadinca.net
2- İnsanlar genelde kendilerine söylenenleri değil, gördüklerini yapar. O nedenle, çocuğunuzun beslenme seçimlerinde istediğiniz tarz, öncelikle sizin beslenme tarzınız olmalıdır. Sizin bu konudaki çabalarınız, en azından, ona sağlıklı ve ölçülü beslenme konusunda bilinçli olmaya çalıştığınız ve kendinize değer verdiğiniz mesajını verecektir.
3- Çocuklarınızı daha az yemeye teşvik ederken, ‘diyet’ kelimesini kullanmaktan kaçının. Araştırmalar, diyet yapması istenen çocukların, daha fazla yediklerini veya kötü beslenme alışkanlıkları geliştirdiklerini ortaya çıkarmıştır.
4- Çocuklarınıza ne yemesi gerektiğini dikte etmek yerine, ona doğru beslenme seçimlerinden bahsederek yönlendirin. Çocukların da, yetişkinler gibi iştahlarının olduğu ya da olmadığı günler vardır unutmayın.
5- Evinizde çeşit olarak çok geniş yelpazede sağlıklı yiyecek bulundurmaya çalışın. Bu uygulama, çocuklarınızın sağlıklı yiyecek seçimi yapmayı öğrenmesine yardımcı olacaktır.http://www.kadinca.net
6- Sürekli atıştırmak, fazla yemeye yol açabilir. Ama ara öğün olarak yeneceklerin günün belirli saatlerinde yemek üzere planlanması, yemek zamanı çocukların iştahını etkilemeden, ölçülü ve sağlıklı beslenmenin bir parçası olabilir. Bu noktada önemli olan, atıştırmalıkların olabildiğince sağlıklı ve ölçülü miktarda olmasıdır.
7- Yemeği ailenin mümkün olduğunca birlikte yemesi çok önemlidir. Birlikte yemenin kendisi, çocuklara sağlıklı beslenme modeli oluşturmaya fırsat verir. Ayrıca, ebeveynlerin çocuklarını gözlemlemelerine de şans tanır.
8- Çocuklarınızı gıda alışverişi ve mutfakta birlikte yemek hazırlamaya dahil edin. Mutfakta tencerelerde yükselen buharları seyretmek, o akşamın mönüsündeki yemekleri koklamak çocuğunuzla yemek konusunda sohbet etme imkanı doğurur. Bu sohbetlerde ona sağlıklı beslenmeyi daha kolay anlatabilirsiniz
25 Ocak 2010 Pazartesi

PostHeaderIcon Farina Bella Kakaolu Kek



1 kutu Farina Bella Kakaolu Kek karışımını kaba alıp içine ;
Yarım su bardağı sıvıyağ , yarım su bardağı su ve iki yumurtayı kırıp ekliyorsunuz tüm malzemeler birbirine karışına kadar karıştırıp kalıplara koyup öndecen ısıtılmış 200 derecelik fırında 15-20 dakıka pişiriyorsunuz ve kek iniz hazır..
ne kadar kolay oluyor değilmi .) Afiyet olsun..
22 Ocak 2010 Cuma

PostHeaderIcon Kadınların Büyük Sorunu Çorap!




Çoraplar da teknolojiye uydu: İşte kadınların büyük kabusu olan kaçan çorapları bitirecek o çoraplar...

Tekstil uygulamaları için yeni bir temel ölçüt oluşturması beklenen, INVISTA'nın sunduğu bu en son teknoloji elyafı, çorabın kaçmasını engellemeye yardımcı olurken, dayanıklılığını arttırıyor ve böylece ömrünü uzatıyor. Çoraba benzersiz bir görünüş kazandıran, iki bileşenden oluşan LYCRA Fusion elyaf, ticari makine ve işlemlerde çorap imalatçılarınca adapte edilebiliyor.

2010 yılından itibaren sektörde kilit rol oynayan markaların ürünlerinde kullanacakları LYCRA Fusion elyaf teknolojisi ayrıca, LYCRA elyafın sahip olduğu esneklik ve geri toplama özelliklerini de koruyor.

İtalya'nın Verona Kenti'nde Ekim 2009'da düzenlenen, çorap sektörü açısından önemli bir platform oluşturan LYCRA fibre MOVES Forumu, 25 ülkeden dünya çorap endüstrisinin önde gelen üretici firmaları, markaları, perakendecileri, sektörün uzman kişilerini ve basını bir araya getirdi. Forum kapsamında kendi alanlarında uzman konuşmacılar, genel ekonomik ve finansal durum, modern zaman tüketicisi, endüstri pazarı ve teknoloji anlayışları, sosyal medyanın satın alma kararları üzerindeki gücü, en son yenilikler ve sürdürülebilirlik çabaları hakkında katılımcılara önemli bilgiler aktardılar.

INVISTA Pazarlama Bölümü İdari Başkan Yardımcısı Serge Vigouroux, "LYCRA Fusion elyaf ile kadınlara çoraplarındaki kaçmalara elveda demelerine yardımcı olmaktan ötürü çok mutluyuz. Bu zorlu ekonomik iklimde bir yenilik lanse etmek ve üst düzey bir etkinliğe ev sahipliği yapmak, INVISTA'nın endüstriyi desteklemeye olan bağlılığını gösteriyor.

Verona'daki etkinliğin arkasındaki yatırım bu anlamda önem teşkil etmektedir. Bununla birlikte INVISTA, endüstriye yön veren isimleri bir araya getirip önemli bilgiler sunarak, etkinliğin küresel bir başarı haline gelmesini sağlamıştır," diyerek, yeni inovasyon ve LYCRA fibre MOVES konusundaki düşüncelerini paylaştı.
18 Ocak 2010 Pazartesi

PostHeaderIcon Peynirli Börek



Blogcan arkadaşlarım pazar kahvaltısı için hazırladığım kolay bir börek yaptım.

Malzemeler:
1 kg hazır yufka
Arasına sürmek için
1 yumurta
1 kâse yoğurt
1 su bardağı süt
½ su bardağı zeytinyağı

İç Malzeme:
300 gr veya bir büyük kâse dolusu peynir
½ bağ maydanoz


Yapılışı:
Fırın tepsisini yağlayıp, 1 yufkayı dışarı taşacak şekilde yerleştirin.
Arasına sürülecek malzemenin hepsini karıştırın ve bu karışımdan yufkanın her tarafı ıslanacak şekilde sürün, üzerine diğer yufkayı büzüştürerek yerleştirin, karışımdan sürün, tekrar yufka ve karışım sürüp, iç malzemeyi her tarafına yayın, üzerine yufkayı yerleştin ve yufkalar bitene kadar aynı işleme devam edin. Son yufkayı yerleştirdikten sonra, dışarı taşan yufkanın kenarlarını böreğin üzerine doğru kıvırın. Araya sürülen karışımdan artanı en üste sürün, eğer karışımdan artmamışsa 1 yumurtayı çırpıp sürün ve böreği dilimleyerek, 200 derecede pişirin.

Eğer böreğin çıtır değil de daha yumuşak olmasını istiyorsanız, fırından çıkınca üzerine elinizle hafifçe su serpip, bir tepsi veya örtü kapatıp 5-10 dakika bekletip öyle servis yapabilirsiniz.
Afiyet olsun.

PostHeaderIcon Farina Bella Hazır Kek karışımları



Zamanın son derece kısıtlı olduğu günümüzde misafirlerinize ya da çocuklarınıza hazırlaması son derece pratik olan hazır kek karışımları ile kısa sürede değişik lezzetler sunabilirsiniz.

Farina Bella Muffin Kekler su anda tum DiaSa ve Real
Marketlerinde, ve Istanbul Anadolu yakasindaki Bim Magazalarinda
satisa sunulmus durumdadir.Bende henüz denemedim ama ilk fırsatta deneyeceğim.. 15 dakikada hazırlanması çok güzel..ansızın bir misafir geldiğinde ikram için hemen hazırlanabilir.Teşekkürler Farina Bella..
14 Ocak 2010 Perşembe

PostHeaderIcon En Güzel Bebek İsimleri



En Güzel Bebek İsimleri
Bebeğinize güzel bir isim mi arıyorsunuz? Kız ve erkek çocuklar için en güzel bebek isimleri rehberimize göz atabilirsiniz. En güzel bebek isimlerini sizler için hazırladık.

Kız isimleri
Talya
Zeynep
Ela
Duru
Yaren
Ceren
Ece
Melis
Naz
Su
Berra
Ecem
Sena
İrem
Azra
Dilay
İdil
Eylül
İpek
Nazlı
Yağmur
Derin
Ilgın
Havin
Nilsu
Kayra
Begüm
İlkin
Tuana
Beril
İlgi
Simay
Pelin
Beren
Mira
Yazmira
Bade
Selin
Simge
Rana
Şimal
Damla
Melike
Pınar
Başak
Özüm
İlayda
Elçin
Minel
Arzum

Erkek isimleri



Bedirhan
Emir
Cem
Ege
Çağan
Sarp
Kerem
Deniz
Yağız
Yiğit
Emre
Kaan
Mert
Görkem
Burak
Meriç
Berke
Kutay
Tuna
Baran
Efe
Onur
Doruk
Bartu
Emirhan
Alp
Arhan
Bora
Canberk
Dağhan
Rüzgar
Derin
Toprak
Arın
Çınar
Armağan
Derin
Koray
Barlas
Ada
Atakan
Berk
Ali
Polat
Göktürk
Serhan
Utku
Berkay
Güney
[Diğer sitemede beklerim]

PostHeaderIcon Evde Saç Modeli Yapımı



Saçlarımızı şekillendirmek için mutlaka kuaföre gitmemiz mi gerekiyor? Tabii ki hayır! 2 tane toka, bir miktar saç spreyiyle evde dalgalı saç modeli yapabiliriz.

1. Saçlarınızı yıkadıktan sonra hafif nemli kalacak şekilde kurutun.
2. Saçınızın tamamına (özellikle uç kısımlarına) saç spreyi sıkın.
3. Saçlarınızı düzgünce tarayıp ortadan ya da yandan ikiye ayırın.
4. Her bir tutamı şakaklarınızdan başlayarak saç uçlarına kadar kıvırarak sarın.
5. Sarmal biçimde sardığınız saçınızı tokayla tutturun.
6. Diğer tutam için de aynı işlemi yapın.
7. Tekrar saç spreyi sıkın.
8. Saç kurutma makinesini 5 dakika boyunca saçlarına tutun.
9. Saçlarınızı sarılı şekilde 1-2 saat bekletin.
10. Sürenin sonunda tokaları açıp doğal görünüm için saçlarınızı ellerinizle dağıtın.

Not: Saçlarınızın daha bukleli görünmesini istiyorsanız daha fazla tutama ayırıp tokalarla tutturun. [Diğer sitemede beklerim]

PostHeaderIcon Sirkeyle Temizlik




Üzüm ya da elma sirkesiyle evinizdeki bir çok eşyayı temizleyebileceğinizi biliyor muydunuz? Mikrodalga fırın, bulaşık makinesi, kristaller ve daha fazlasını temizlemek için sirke yeterli!

Bulaşık makinenizi yıkayabilirsiniz: Bulaşık makinenizin performansını yüksek düzeyde tutmak ve sabun tabakası oluşumunu yok etmek için, ünitenin altına seyreltilmiş 1 fincan sirke dökün ya da üstteki rafa bir kasenin içine sirke koyun. Sonra bulaşık makinenizi bulaşık ya da detarjan koymadan tam devir çalıştırın. Özellikle suyunuz sertse, bunu ayda bir tekrarlayın. Ancak, bu işlemi uygulamadan önce bulaşık makinenizin kullanım klavuzuna bir göz atın.

Kristal eşyalarınızı parlatmak için bulaşık makinenizi durulama suyuna 2 yemek kaşığı sirke ekleyin. Sonra,[Devamı meloshun köşesinde]
13 Ocak 2010 Çarşamba

PostHeaderIcon mısır irmikli kurabiye (portakallı bademli)



Mısır irmikli kurabiyeyi hazırlarken genelde yapmadığım birşey yaptım ve çiğ hamur yedim; üstelik yalnızca tatmak için bir lokmacık filan değil, neredeyse iki yemek kaşığı dolusu… Baktım pek hoşuma gitti, hemen malzemenin iki katını karıştırıp yeniden buzdolabının alt gözüne kaldırdım. Uzun süreli dondurmaya uygun mudur, emin değilim, ancak buzdolabında 1-2 gün dayanabileceği konusunda endişem yok. Mısır irmiğini de ilk kez kullandım bu arada. Kurabiyeye gerçekten çok yakışıyormuş.
Başka bir nokta: Sitede ara ara glutensiz tarifler arandığı dikkatimi çekiyor. Bu konuya yabancı olduğum için yanlış bilgi vermek istemem arayanlara. Ancak tarifi bulduğum dergi Schrot und Korn bu tarifi ‘glutensiz’ kategorisine almıştı (kabartma tozunun da glutensiz olması gerekiyormuş).

20-22 adet

* 75 gr. mısır irmiği
* 25 gr. pirinç unu
* 25 gr. çekilmiş badem
* 75 gr. pudra şekeri
* 1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
* 50 gr. tereyağı
* 1 yumurta sarısı
* 1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi
* 2 yemek kaşığı file badem

1. File badem dışında bütün malzemeyi karıştırın. Streç folyoya sardığınız hamuru buzdolabında en az yarım saat dinlendirin.
2. Fırını 180° C’ye ısıtın.
3. Hamuru pirinç unu serpilmiş yüzeyde ince açın. Kalıpla çıkardığınız kurabiyeleri aralıklarla tepsiye dizin. Üzerine file badem serpiştirin.
4. 8 dakika pişirin ve tel üzerinde soğutun.

Not: Hamurum biraz cıvık olunca 100 gr. irmik ve 40 gr. pirinç unu kullandım. Bir de şekeri 50 gr.’a düşürdüm. Portakal ve badem yerine ceviz-çikolata, tarçın-kuru üzüm olur.
Alıntı

PostHeaderIcon Bihter Çizmeleri Trend Yarattı

2009-10 sonbahar/kış sezonunun iki gözdesi UGG botlar ve dizüstü çizmeler..

Dünya genelinde ve Türkiye pazarında 5 kadından 3′ünde rastlanan UGG botlarının tahtı Türkiye’de sallanmaya başladı bile. Aşk-ı Memnu dizisinin sevilen karakteri Bihter’in son dönemde ayağından çıkartmadığı dizüstü çizmeler şimdilerde “Bihter Çizmeleri” olarak nam salmaya başladı bile.

Merak edenler için Bihter’in dizüstü çizmeleri ELLE markasından.




Canım arkadaşım sevdalıtatlar beni MİM 'lemiş bende yeni öğrendim MİM lemeyi :)
Hemen arkadaşıma cevap veriyorum işte benim masa üstü resmim



Bende hemen arkadaşlarımı MİM liyeyim
http://lezizce.blogspot.com/
http://kalpkurabiye.blogspot.com/
12 Ocak 2010 Salı

PostHeaderIcon DOSTLUK … KELİMELERE SIĞMAZ , ANLATILAMAZ..



DOST !
Bazen Can bazen de Can tan öte..
İki ayrı beden tek yürek..
Sınır yok , kural yok , çıkar yok..
Doğallık , sadelik , içtenlik var..

Sevgili SEVİL ;

http://sevdalitatlar.blogspot.com/

Bu bildirimi benimle paylaşmış..
Ne mutlu ki bana beni Dost u olarak görmüş..yüreğine taşımış..
Onure etdiği gibi ;
İnanılmaz mutlulukda sundu..
Çünkü ; Dost luk sıfatına nayil olmak ayrı bir haz dır insanın yüreğinde..
Teşekkürler SEVİL ..

Bildirimin kuralları da var mış ..
Kurallar , kurallar…
İhlal etsen olmaz …

-Dostluğumuzu ilan etmek için bir yazı yaz ve on arkadaş seç.
- Onların bloglarını ~ sitelerini ziyaret et ve bilgi ver
- Her bir kişi on kişi seçmelidir.
- Ödül yok, mühür yok. Sadece sevgimizin samimi bildirimi var.

BİLDİRİMİ YAYINLAYACAK ARKADAŞLAR

http://kalpkurabiye.blogspot.com/
http://turklokumu.blogspot.com/
http://bendensofralariniza.blogspot.com/
http://defneylebirlikte.blogspot.com/
http://tuzluvesekerli.blogspot.com/
http://hunerlibayanlar.blogspot.com/
http://laboratuarimmutfak.blogspot.com/
http://inciyemek.blogspot.com/
http://ikizlerinannesi-ikizlerinannesi.blogspot.com/
http://pembetatlar.blogspot.com/

Değerli arkadaşlar ;
Bildirimi sizlerle paylaşıyorum..umarım yüreğinizdeki dost luklar baki olur.
Sevgilerle Melosh …

PostHeaderIcon Çocuğum Ders Çalışmıyor Diyenler İçin Öneriler



SİZİN ÇOCUĞUNUZ DA DERS ÇALIŞMAK İSTEMİYOR MU?

Bizler çocuğumuz istediğimiz başarıyı elde edemediği zaman genellikle “hep başarısız oluyor” veya “nasıl başarısız olur ya?” diye hayıflanıyoruz. Bunun yerine “neden başarısız oluyor” sorusunu sorarak başlarsak herhalde çözümle ilgili ipuçlarını yakalamamız kolaylaşacaktır. “Nedenleri” araştırırken de şu sırayı izlersek daha etkili sonuçlar alınabileceğine inanıyorum:[Devamı meloshun köşesinde]

PostHeaderIcon Marka Bağımlılığı, Çağımızın Hastalığı



Modern hayat gelişmenin ve ilerlemenin çağı olduğu kadar aynı zamanda bütün bunların bedellerinin yabancılaşma, bastırma ve inkarla ödendiği bir yaşam biçimi de olmuştur. Bir tarafta zenginlik, çeşitlilik, alternatifler, farklı yaşam stilleri varken madalyonun diğer tarafında ise yoğun bir iletişimsizlik, kopukluk ve yalnızlık vardır. Toplum üzerinde giderek belirginleşen gelir dağılımının insanlar üzerinde yarattığı baskılar, psikolojik rahatsızlıklara sebep oluyor.[Devamı meloshun köşesinde]
 

Copyright © 2010 Melosh sayfası, Melosh'un Köşesi